5 Nisan 2015 Pazar

PHUKET



Bangkok- Suvarnabhumi Havalimanı’ ndan, mor menekşeler Thai Airways ile 1 saatte Phuket’ e uçuyoruz. Havalimanından kalkan minibüslerle Phuket’ in merkezi olan Patong’ a otelimiz Holiday Inn’ e 40 dk’ da varıyoruz. Bindiğimiz minibüsler bir tur şirketine ait ya da anlaşmalı bu yüzden aman dikkat diyoruz. Çünkü yola çıktıktan 15 dk sonra bir turizm ofisine uğruyor ve daha siz bismillah demeden, neyin ne olduğunu bilmeden size bir sürü tur satmaya çalışıyorlar. Biz bu senaryoyu önceden bildiğimiz için arkadaşlarımızın yanına gittiğimizi söyleyip paçamızı kurtarıyoruz:)





Otele girişimizi yapar yapmaz hemen kendimizi Patong Beach’ e, dünyanın bir ucunda yeşilin her tonuna sahip okyanus sularına kendimizi atıyoruz. İlk başta fark edemezsek de bir süre sonra gözle görülmeyen genelde okyanus tabanlarında yaşayan mikroorganizmalar tarafından sokulduğumuzu hissetmeye başlıyoruz. Tabi hem okyanus sularında olmak, hem mikroorganizmalar tarafından sokulmak bi de üstüne 2004 yılında yaşanan tsunami felaketinin olduğu yerde olmak ister istemez bizi geriyor ama bir süre aman bir daha mı dünyaya geleceğiz lafını ederek keyfini çıkarmaya başlıyoruz. Patong Beach’ de ne şemsiye de ne de şezlong var, havlumuz şezlong, palmiye ağaçları da şemsiyemiz oluyor.








Patong Phuket’in tatil merkezi ve oteller, barlar, restaurantlar ile kocaman bir sahil sizi bekliyor. En güzeli de burada vasıtaya ihtiyacınız olmuyor. Eğer Patong merkezde herhangi bir otelde kalırsınız her yere yürüyerek gidebiliyorsunuz.





İlk günümüzü Patong Beach’ de keyif yaparak geçiriyoruz. Burada her milletten insana rastlamak mümkün, çoğunluğu her yerde olduğu gibi Japonlar ve buraya yakınlığından dolayı Hindistanlılar oluşturuyor. Phuket balayı için en çok tercih edilen yerlerin başında geldiğinden dolayı bol bol yeni evlenmiş çiftlerle de karşılıyoruz ve bunların çoğunluğu Türkler oluyor :)


Bangkok’ ta ki yemek kokularından sonra burada fazla sıkıntı çekmiyoruz, hemen hemen her ülke mutfağına ait restoranlar var. Deniz mahsuller ile aramız iyi olmadığından dolayı tercihimiz genellikle İtalyan mutfağı oluyor.





Phuket gece hayatı meşhur Bangla Street’ te sabahlara kadar devam ediyor. Sayısız bar ve goy goy barların bulunduğu bu cadde de her türlü eğlenceyi görmeniz mümkün. Sex turizmi burada artık doruklar da kim erkek kim kadın anlamıyorsunuz. Zaten gece hayatının tekeli travestilerinin elindeymiş. Ve gördüğümüz bütün Thai kızları (travestide olabilir) bir tay kadar güzel :) Çok duyduğumuz go go barlara gitmek istiyoruz fakat bizde ki pavyon tarzı yerler olduğunu düşünüp girmekten vazgeçiyoruz. Genellikle Tiger’ da vakit geçiriyoruz. Bar içinde birden fazla bar şeklinde oluşan Tiger bu caddenin en büyük barı. Burada ki Thai kızlarının yaptıkları boru danslarını ağzımız bir karış açık izliyor ve mutlaka Yetenek Sizsiniz’ e katılmaları gerektiğini düşünüyoruz:) Bangkok’ ta olduğu gibi burada da tatsız herhangi bir olayla karşılaşmıyoruz, her yer güvenli anlayacağınız. Thai kızlarına talep o kadar fazla ki Rus kızlarının gösteri yaptığı barlar genellikle boş, kimse yüzlerine bakmıyor :)













İlk gecemizde meşhur muson yağmurlarına da yakalanıyoruz. Yaklaşık 2 saat hiç durmadan bardaktan değil kovadan boşalırcasına yağmur yağıyor fakat bittikten sonra hiç yağmamış gibi gece devam ediyor.








Patong’ da adım başı tur standları görüyoruz, hemen hemen hepsi aynı bu yüzden gözümüze kestirdiğimiz bir standa yaklaşıp meşhur Phi Phi Adaları turumuzu alıyoruz. İkinci günümüzde sabah 7:30’ da anlaştığımız tur firması otelimizden bizi alıyor ve 45 dk uzaklıktaki Phuket marinaya gidiyoruz. Marina deyince aklınıza son model teknelerin bulunduğu bir yer gelmesin, bildiğiniz bir göl kenarı kadar sade bir yer ile karşılaşıyoruz :) Önce tur görevlileri gün boyunca ne yapacağımız, ne edeceğimiz nelere dikkat etmemizi anlatıyorlar. Daha sonra 3 motorlu 750-1000 beygir hız yapacak teknelere biniyoruz. Teknelere binmeden önce mide bulantısı hapı dağıtıyorlar. Türk aklımızı kullanıp hem etrafı görelim hem de güneşlenelim diyerek teknenin en ucuna oturuyoruz. Rehberimiz yaklaşık 50 dk gideceğimizi söyleyince öne oturmakla pek de iyi yapmadığımızı ilerleyen dakikalarda anlıyoruz. Tekne o kadar hızlı gidiyor ki pardon uçuyor ki hapları almasaydık midemizin halini düşünemiyoruz. İlk durağımız Khai Nok Adası oluyor.





Phuket Marina :)


Ada bizi büyülüyor, cennetinde olsa olsa böyle bir yer olacağını düşünüyoruz. Minik bir ada ama kafalarına göre derme çatma büfeler, şezlonglar bulunuyor anlayacağınız burayı nasıl mahvedebilirim tarzında tipik bir Türk stili ile karşılaşıyoruz. Tropikal ada havasını buram buram içimize çekip bol bol yüzüp, Japonlardan fazla fotoğraf çekiyoruz, çektiriyoruz.

















İkinci durağımız Maymun adası oluyor. Adaya ayak basmıyor sadece kayalıklara yanaşıyoruz. Olayı çözmüş bu şebekler, ağaç dallarından vıyak vıyak seslerle bin türlü şaklabanlıklar yaparak fazlasıyla ilgimizi çekiyorlar, tekneye binmeden önce aldığımız fıstıkları bizde cıyak cıyak çığlıklar atarak elimizle yediyoruz. Rehberimizin attığı minik meyve sularını kapaklarını açıp afiyetle içişlerini izlemek de ayrı bir keyif veriyor.






                         


                         


Buradan tekne ile adaların arasında bir bölgeye giriyoruz. Etrafımız adalarla çevrili, eşsiz bir yer...Ve dalma zamanı, teknede dağıtılan şnorkellerle dalışa geçiyoruz. Daha kafamızı suya sokar sokmaz, gördüğümüz manzara karşısında tuttuğumuz nefesimiz ile dakikalarca denizaltı dünyasında dolanıp duruyoruz.













Phi Phi Adaları bir kaç adadan oluşan takımadadır. Aralarında en büyük ada olup üzerinde yerleşim olan Ko Phi Phi Don adasında yemek molası veriyoruz. Yemeğimizi yiyip adayı geziyoruz. Ada Tsunami felaketinde tamamen yerle bir olmasına rağmen çok kısa bir sürede tekrar inşa edilip turizme açılmış Turistik bir ada olan burada oteller ve her seviyeden dalış eğitimi veren bir dalış okulu bulunmaktadır.








Ve son durağımız Leonarda Di Caprio’nun bebeklik zamanlarında oynadığı meşhur Beach filminin çekildiği Maya Beach…Muhteşem ötesi, büyüleyici, şahane bir yer fakat tüm tur teknelerinin aynı anda orda olması tüm adanın büyüsünü kaçırıyor, bakir bir ada ama o kadar kalabalık ki fotoğraf çektirirken bile boş bir kare bulamıyorsunuz. Yaklaşık 45 dk adada kalıyoruz ve 45 dakikanın her dakikasını fotoğraf çekmekle harcıyoruz :) Bir yandan da yüzlerce insanın şekilden şekle girip poz vermesini izlemekte ayrı bir keyif veriyor.








1 saat süren tekne yolculuğu ile Phuket Marina’ ya başladığımız noktaya geri dönüyoruz. Tüm gün güneşin altında kalmak saatte bilmem kaç sürat yapan powerboatlarla yapılan saatler süren yolculuk bizi bitiriyor, ancak ertesi gün kendimize geldiğimizde gördüklerimizi, yaşadıklarımızı idrak etmeye başlıyoruz :)


Phi phi adalarına yaptığımız tekne ile yolculuk bizi o kadar yoruyor ki üçüncü gün çıkmayı planladığımız James Bond turunu iptal etmek zorunda kalıyoruz. Gördüğümüz muhteşem ötesi tropikal adalardan sonra James Bond adası da eksik kalsın diyoruz. Üçüncü günümüzü tamamen dinlenerek geçiriyoruz. Günün yarısını Patong Beach’ de günün yarısını da otelimizde keyif yaparak çıkarıyoruz.


Phuket tropikal bir ada olduğundan dolayı gördüğümüz, yediğimiz meyvelerin haddi hesabı yok :) Bildiğimiz ananasların, muzların, Hindistan cevizlerinin tatları bile bambaşka. Tabi birçok değişik meyvede keşfediyoruz. Zaten adım başı envai çeşit meyve tezgahları bulunuyor. Keşfettiğimiz hemen hemen tüm meyvelerin tadı şahane ama özellikle Rambutan’ın gizemli görüntüsü ile tadı damağımızda kalıyor.





Evet Phuket pahalı bir ülke değil fakat ucuz bir yerde değil. Birkaç sene önce çok ucuz olduğu ama artık eski gibi olmadığını zaten herkes söylüyor. Yeme, içme bizim ülkemizde ki yaklaşık fiyatlarda. Alışveriş derseniz hiç zamanınızı boşu boşuna harcamayın deriz. Ülkemizde olmayıp burada olan bir şey yok, boşu boşuna hamallık ettiğinize değmez bizden söylenmesi.

Biz dört gün Bangkok yaptıktan sonra Phuket’e geçtiğimiz için burada daha çok dinlenmeyi ve keyif yapmayı tercih ettik. Ama direkt Phuket’te geleceksiniz turlardan alacağınız değişik kabare showlar, fil safarileri gibi değişik bir sürü aktivite bulunuyor, bunların dışında motoksilet kiralayıp Phuket’ i baştan aşağı güvenli bir şekilde de çok rahat gezebilirsiniz.

Son günümüzde sabah erkenden son kez Patong Beach’ de okyanusun keyfini çıkardıktan sonra öğleden sonra önce Phuket Havalimanı’ndan Thai Airways ile Bangkok’a uçuyoruz. Phuket’ten hemen hemen her saat başı Bangkok’ a uçuş oluyor. Bangkok’tan da THY ile kürkçü dükkanımıza geri dönüyoruz.